Bugüne kadar sayısız sitelere girmiş bulunmaktayım birçok makale okudum ve çoğu bloglarında gerçekten gereksiz açıldığı kanısındayım. Biryerlerden kopyalayıp sürekli yapıştırmak, emek verip yazılan yazıları kendi yazısıymış gibi bloglarında yayınlayanlar gördüm ve bu beni çok üzüyor gerçekten. Çünkü kimbilir her saat başı kaç blog açılıyor tonlarca blog var ve gerçekten özgün olanlar olmayanlardan az. Ben özgün bir blogger olmak için ilk adımımı şubat ayında attım.
Çoğu şeyleri deneme yanılma yöntemiyle öğreniyorum. İlk olarak otomatik müzik koyduğumda beni bile bir süre sonra rahatsız etmeye başladı:) çünkü normalde çok müzik dinleyen ve seven bir insanım. bloğu açar açmaz bangır bangır başka bir müzik çalması gerçekten hoş olmuyor.Bilgisayarımda çalmakta olan şarkıyla sesler birbirine karışıyor ve bu durum çok sinir edici bir olay gerçekten. Bloğa giren kişilerin bilgisayarında ses seviyesi yüksekse bir anda sıçrama olayı da yaratabiliyor. Sonuç: sağ üstteki çarpı işareti ve parmakla damak kaldırma :)
Bir başka konu ise blog sayfasının yazılara kolay ulaşımı sağlaması. İlk bloğumu açtığım zaman oldukça eklenti vardı üstelik o eklentilerdeki kodlar görünmediğinden gereksiz boşluklar, o boşluklardan sonra gelen blog arşivi, etiketler vs. birbirine karışmış durumdaydı. Haliyle hiç göze hitap etmemekle beraber blogdaki konuları karıştırma hevesini köreltiyordu. Ben bloğumu kesinlikle açtım bir kere, yazayım bişeyler diyerek kullanmıyorum. Ve bloğunuza gerçekten bebeğinizmiş gibi bakmanız gerekiyor. İzleyici sayısı aslında önemli olduğu kadar önemsizde. Çünkü ne kadar fazla izleyiciniz olduğu değil, sizi ne kadar kişinin takip ettiği yararlandığı önemli. Ben izleyicilerim parmak sayısını geçmediği zaman dahi hep güncel tuttum, çünkü içimden birşeyleri paylaşmak geliyor ve bu olayı seviyorum.
Bu yazdıklarım kesinlikle herhangi birinin şahsına gönderme niteliğinde değildir. Sadece gördüklerimi genel olarak yazmak istedim. İnsanın hayatında bazen çoğu şey ters gidebilir.. Zaten bırakın bir dakikayı bir saniye sonra ne olacağımız belli değil. Demek istediğim o ki; birkaç gün evvel canımdan bir canı toprağa verdim. Ablamı kaybettim. Ama biliyorum ki o çok iyi bir yerde ve dualarımı eksik etmiyorum. Bana en iyi gelen şeye, bloğuma hala devam ediyorum ve edeceğim. Bazen ağlarken gülümseme ifadeleri içeren yazılarda yazdığım oluyor, çünkü içimden yine de geçmiyor değil. Olur ya kendini bilmez bikaç kişi gelip sen ablanı kaybettin hala bloğunlamı uğraşıyorsun diye konuşabilir. Gerçi pek umrumda olmaz fakat bütün sorumluluklarımı yerine getirmekle beraber bloğumlada ilgileniyorum. Çünkü bana gerçekten iyi geliyor.
Sözlerimi bitirirken, şu konuya da değinip konuyu öyle kapatmak istiyorum. Blog resmi, sınırlı şeyler paylaşabildiğimiz bir yer değil, bir internet günlüğü. Yani bizim sanal günlüğümüz. Hayatta herşey olabilir, başımıza herşey gelebilir, ve herşeyi bloğumuzda yayınlayabiliriz.
İlham perilerimin yanımdan hiç ayrılmaması dileğiyle..
başın sağolsun canım benım..gerçekten yazını okurken cok duygulandım..en onemlısı ayakta dımdık durabılmek..
YanıtlaSilCanım başınsağolsun duruşunu gerçektende takdir ettim ... sana ne iyi geliyorsa onu yapmalısın bence olması gereken bu.
YanıtlaSilAllah razı olsun arkadaşlar.
YanıtlaSilcanım benm başın sağolsun allah sabır versin
YanıtlaSilbaşın sağ olsun allah sabır versin
YanıtlaSilNe de güzel yazmışsın... Başın sağ olsun, Allah sabır versin...
YanıtlaSilCanım başın sağolsun, mekanı cennet olsun bu durumda söylenecek bir şey kalmıyor sanırım..
YanıtlaSilBasin sagolsun selincim bloguna devam et paylasmak her daim guzeldir skntlari azaltir sevincleri cogaltir :)
YanıtlaSilbaşın sağolsun,
YanıtlaSilbaşarılarının devamını dilerim
öncelikle başın sağolsun, Allah sabırlar versin. en çok da böyle zamanlarda oyalamalı insan kendisini, kafanı nasıl rahatlatabiliyorsan öyle yap, Allah yardımcın olsun...
YanıtlaSil